Hazret-i Şems ile Hazret-i Mevlânâ’nın Buluşmaları
Mevlânâ ile Şems, bu iki kabiliyet, bu iki nur, bu iki ruh, nihayet buluştular; görüştüler. Bu tarihte Şems altmış, Mevlânâ, otuz sekiz yaşında idi. Bu iki ilâhî âşık, bir müddet […]
Mevlânâ ile Şems, bu iki kabiliyet, bu iki nur, bu iki ruh, nihayet buluştular; görüştüler. Bu tarihte Şems altmış, Mevlânâ, otuz sekiz yaşında idi. Bu iki ilâhî âşık, bir müddet […]
Bu hususu Sultan Veled şöyle açıklar: “Alemdeki erenlerin derecelerinden üstün bir derece vardır ki o, mâşûkluk durağıdır. Âleme bu mâşûkluk durağına dâir haber gelmemiş; bu durakta bulunanların ahvâlini hiçbir kulak […]
Hatırlara gelebilecek, “Şems mi Mevlânâ’yı aradı; Mevlânâ mı Şems’i?” sorusuna şöyle cevap verebiliriz: Şems, Mevlânâ’yı; Mevlânâ da Şems’i aramıştır. Şems Mevlânâ’ya âşık ve taliptir; Mevlânâ da Şems’e âşık ve taliptir. […]
Mevlânâ, manevî yolculuğunu, olgunluğa ermesini, şu sözünde toplamıştır. “Hamdını, piştim, yandım. ” Mevlânâ’nm pişmesi, babası Sultânü’l-Ulemâ Bahâeddin Veled ve Seyyid Burhâneddin’in feyizli nefesleriyle; yanması da Şems’in nurlu aynasında gördüğü kendi […]
Mevlânâ, Şems ile Konya’da buluştuğu zaman tamâmiyle kemâle ermiş bir şahsiyetti. Şems, Mevlânâ’ya ayna oldu. Mevlânâ, Şems’in aynasında gördüğü kendi eşsiz güzelliğine âşık oldu. Diğer bir ifadeyle Mevlânâ, gönlündeki Allah […]
Şems ile buluşan Mevlânâ, artık vaktini Şems’in sohbetine hasretmiş, Şems’in nurlarına gömülüp gitmiş, bambaşka bir âleme girmişti. Şems’in cazibesinde yana yana dönüyor, İlâhî aşkla kendinden geçercesine semâ ediyordu. Bu iki […]
Şems’in ayrılığından derin bir ıztırâba düşen Mevlânâ, manzum olarak yazdığı güzel bir mektubu, Sultan Veled’in başkanlığındaki kafileyle Şam’a, Şems’e gönderdi. Sultan Veled, kafilesiyle Şam’a vardı, Şems’i buldu ve babasının davet […]
Şems’in Konya’ya geri gelmesine herkes sevindi. Mevlânâ da hasretin sıkıntılarından kurtuldu. Artık Şems’in şerefine ziyafetler verildi; semâ meclisleri tertip edildi. Fakat huzurla, muhabbetle, dostluk içinde geçen günler pek çok sürmedi; […]
Mevlânâ, Şems’i çok aradı. Onun ayrılığıyla, gönülleri yakan, sızlatan, nice şiirler söyledi. Onu aramak için iki kere Şam’a gitti. Yine Şems’i bulamadı. Bu son iki seyahatin tarihleri kesin olarak bilinmemekle […]
Yağıbasan’nın oğlu Konyalı Zerkûb (Kuyumcu) diye tanınan Şeyh Selâhaddin Feridun, Konya civarındaki bir gölün kenarında balıkçılıkla geçinen bir ailedendir. Ümmî olarak bilinen Şeyh Selâhaddin, gençliğinde Seyyid Burhâneddin’in terbiyesine girmiş, onun […]