Şems ile buluşan Mevlânâ, artık vaktini Şems’in sohbetine hasretmiş, Şems’in nurlarına gömülüp gitmiş, bambaşka bir âleme girmişti. Şems’in cazibesinde yana yana dönüyor, İlâhî aşkla kendinden geçercesine semâ ediyordu.
Bu iki İlâhî dostun sohbetlerindeki mukaddes sırrı idrakten âciz olanlar, ileri geri konuşmaya başladılar. Neticede Şems, incindi ve Mevlânâ’nm yalvarmalarına rağmen, Konya’dan Şam’a gitti (14 Mart, 1246 Perşembe).