Hazret-i Mevlânâ’nın Tasavvufunda Gaye

Mevlânâ’nın tasavvufunda gaye, kulluk ve yokluktur. Dolayısıyla hakîkî padişahlık; gerçek varlık makamına erişmektir:

“Asıl o Allah mülk ve saltanat sahibidir, kendisine baş eğene bu topraktan yaratılan dünya şöyle dursun, yüzlerce mülk, yüzlerce saltanat ihsan eder.

Fakat, Allah huzurunda bir secde, sana iki yüz devlet ve saltanattan daha hoş gelir. Ben ne mal isterim, ne mülk; ne devlet isterim, ne saltanat. Bana o secde devletini ihsan et, yeter diye ağlayıp sızlanmaya başlarsın.”

“Senin taht dediğin şey, tahtadan yapılma tuzaktır. Konduğun yeri baş köşe sanmışsın ama, kapıda kalakalmışsın.

İğreti padişahlığı Allah’a ver de Allah sana herkesin kabul edeceği hakîkî bir padişahlık versin.”

“Yok olmadıkça hiç kimseye yüce huzura varmaya yol yoktur.”

“Kapıda dolaşan, Ben’den Biz’den dem vuran kapıdan sürülür, “Lâ” makamında dolaşıp durur.”
“Kim benlikten kurtulursa bütün benlikler onun olur. Kendisine dost olmadığı için herkese dost kesilir.”

“Yokluk küheylânı, ne de güzel bir buraktır. Yok olduysan seni varlık makamına götürür.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir