Bu hususu Sultan Veled şöyle açıklar:
“Alemdeki erenlerin derecelerinden üstün bir derece vardır ki o, mâşûkluk durağıdır. Âleme bu mâşûkluk durağına dâir haber gelmemiş; bu durakta bulunanların ahvâlini hiçbir kulak işitmemişti. Tebrizli Şemseddin zuhur edip, Mevlânâ Celâleddin’i âşıklık ve erenlik mertebesinden, bu zamana kadar duyulmamış olan, mâşûkluk mertebesine eriştirmiştir. Esasen Mevlânâ, ecelde, mâşûkluk denizinin incisiydi; her şey döner, aslına varır.”