Hazret-i Mevlânâ’nın Dostları

Halîfeleri; Kendisine ilham Kaynağı Olan Mutasavvıflar

a. Şems-i Tebrîzî Hazretleri

Bu zatın adı, Şemseddin Muhammed olup doğumu 1186’dır. Tebrizli Melekdâd oğlu Ali’nin oğlu olan Şems, tahsilini bitirdikten sonra, zamanının yegâne şeyhi olarak gördüğü Tebrizli Şeyh Ebû Bekir Sellebâf a (sele ve sepet örücüsüne) intisap etti, onun terbiye ve irşâdıyla yetişip olgunlaştı.

Şems, ulaştığı manevî makama kanâat etmediğinden daha olgun mürşidler bulmak arzusuyla seyahate çıktı. Senelerce takati tükenircesine bir çok yerler dolaştı; zamanının ârifleriyle görüştü. Bu arifler, mânâ alemindeki uçuşundan kinaye olarak Şems’e, Şems-i Perende (Uçan Güneş) adını vermişlerdir.

Şems, tâ çocukluğundan itibaren fikren ve ruhen hür bir derviş, kendinden geçercesine İlâhî aşka dalarak yaşayan bir şahsiyettir.

113

Şems, kendisini ruhen tatmin edecek seviyede bir Hak dostu bulamayan ve hep kendi mertebesinde bir sohbet arkadaşı arayan bir kâmil velidir.

Yana yakıla, kendisine muhatap olabilecek, sohbetine dayanabilecek bir dost arayan Şems’in bir gece kararı elden gitti, heyecan içinde idi. Allah’ın tecellilerine gömülüp mest olmuş bir halde münacatmda:

“Ey Allah’ım! Kendi, örtülü olan sevgililerinden birini bana göstermeni istiyorum. ” diye yalvardı.

Allah tarafından, istediğinin, Anadolu ülkesinde bulunan, Belh’li Sultânü’l-Ulemâ’mn oğlu Muhammed Celâleddin olduğu ilham edildi.

Bu ilham ile Şems, 29 Kasım 1244 yılı Cumartesi sabahı Konya’ya geldi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir